Aralık2 , 2024

“Dijitalleşme tiyatro için bir tehdit değil, aksine yeni keşiflere imkan sağlayacak”

İlgili Yazılar

Çağdaş sanatta nefes alanı: K2 Güncel Sanat Merkezi

K2 Güncel Sanat Merkezi, Avrupa Birliğinden Mardin’e, Çanakkale’den Hatay’a...

“Çağdaş sanatı anlamak, eleştirel düşünme becerilerini geliştirir”

Sanat danışmanı, sanat yazarı, sergi küratörü ve sanat eğitmeni...

“Çağdaş sanatçı, toplumun teorisyenidir”

İran asıllı çağdaş minyatür sanatçısı Arya Kamalı, İzmir’de kendi...

Sinema dünyasının ortasında Kalkütalı bir komple sanatçı

Sinemayla dopdolu yirmili yaşlarım geri gelmese de eski...

Türkiye’de Çağdaş Sanat Müzeleri: Bir düşün gerçekleşmesi…

Osmanlı Dönemi’nden beri hayali kurulan modern-çağdaş sanat müzesi, Cumhuriyet...

PAYLAŞMAK GÜZELDİR!

Emin Alper’in “Kız Kardeşler” filmindeki başarılı performansı ve son dönemde “Aşk 101” ve “Yargı” dizilerinde canlandırdığı karakterlerle tanıdığımız oyuncu Ece Yüksel’e sanatta dijitalleşme ve oyunculuğun dijitalleşmeden nasıl etkilendiğini sorduk. Pandeminin de etkisiyle yeni arayışlar içine giren tiyatro, dijitalleşmenin verdiği imkanlar sayesinde bu süreçte izleyicilerle farklı platformlar üzerinden buluşmayı başardı. Yüksel’e göre sanatta dijitalleşme bir tehdit değil, aksine yeni keşiflere imkan sağlayacak.

OYUNCULUK DEĞİL SÜREÇ DİJİTALLEŞTİ

Dijitalleşmenin hayatın her alanına nüfuz ettiği bu dönemde, sanatın da dijitalleşmesi ve dijital sanatlar konumuz. Peki, sizce oyunculuk bu dijitalleşmenin neresinde? Ya da şöyle sorayım, oyunculuk da dijitalleşiyor mu?

Her sanat dalı gibi oyunculuk da gelişen teknolojiyle birlikte yeni formlara evriliyor. Aslında oyunculuğun çok büyük anlamda dijitalleştiğini söyleyemeyiz bence fakat oyunculuğun seyirciyle buluşma sürecinin dijitalleştiğini kesinlikle söyleyebiliriz. Teknolojinin bize getirdiği yeni yaratım ihtimallerini keşfederek dijitalleşen işler çıkarıyoruz ortaya.

Covid ve Post-Covid dönemi oyunculuğu nasıl etkiliyor ve etkileyecek sizce? Kendi tecrübelerinize baktığınızda, bu sanat alanında 2019’dan bu yana gördüğünüz önemli değişiklikler var mı?

Tabii ki oyunculukta dijitalleşmenin en büyük etkenlerinden biri de Covid aslında. Bildiğiniz gibi tiyatrolar çok uzun bir süre kapandı ve tiyatro devam edebilmek için yeni imkanlar aradı. Bu arayış süresince de çeşitli dijital platformlar üzerinden izleyebileceğimiz oyunlar, performanslar üretildi. Bence bu tiyatronun sınırlarını yeniden keşfetmemizi sağladı. Tiyatro devam edebilmek için yeni yollar ararken kamera hiçbir zaman durmadı hatta dijital platformlar ve televizyon pandemi döneminde belki de en fazla seyirci kitlesine ulaştı.

Dijitalleşme ve dijital sanatlar, bildiğimiz anlamda klasik sanatın varlığını tehdit eder mi sizce? Örneğin, bilgisayar ortamında kodlanarak yaratılmış sanal oyuncular hakkında ne düşünüyorsunuz?

Henüz seyircinin tiyatroda yaşadığı tecrübenin, bilgisayar ortamında kodlanmış bir oyuncu tarafından yaşatılabileceğini düşünmüyorum fakat yazılan kodlarla üretilmiş bir oyuncunun da bir gün bize farklı şeyler hissettirerek izlenebilir bir performans ortaya koyabileceğini hayal edebiliyorum. Bu yüzden de dijital sanatların gelişmesinin klasik sanatı negatif etkileyeceğini değil, tam aksine keşfedilmeyi bekleyen yeni formlara ulaştıracağını düşünüyorum.

KLASİK SANAT HER ZAMANVAR OLACAK

Peki, yüzlerce yıllık geçmişi olan tiyatro sanatı sizce dijitalleşmeyle beraber yok olur mu? Gelecekte toplu olarak bir alan içinde, bir tiyatro salonunda bir drama izleme gibi ritüellerimiz yok olabilir mi?

Ben dijitalleşmeyi bir tehdit olarak görmüyorum. Sanat dinamiktir ve evrilmek onun doğasında vardır ama klasik sanatın her zaman var olacağına dair bir inancım var benim. Bir tiyatro sahnesinde oyunculuk yapmak veya bir seyirci olarak sahnedeki bir oyuncuyu izlemek bize her zaman farklı bir haz verir. Ben bunun; seyircinin ve sahnedeki sanatçının birlikte, aynı anda aynı atmosferi paylaşmalarından ve birbirlerinden etkilenmelerinden kaynaklandığını düşünüyorum.