Yazı: Prof. Dr. Uğur Batı
“Yusuf suresini anlatıyorsanız, bir kuyu motifini kullanmalısınız. Embiyayı, yani her şeyi sudan yarattığımızı, bir damla ile temsil etmelisiniz. Ya da Bakara suresinde, eğer baştan sona Yahudilere yönelik eleştiriler varsa, eserinizi Mescid-i Aksa formunda tasarlayabilirsiniz.”
O resmi çizen kimdir? Muhaddis mi? Müfessir mi? Mutasavvıf mı veya müverrih mi? Kim okur o uçuşan harfleri? Onlara bakan? Nezir Hüseyingöz gezdiriyor sanki hadislerin arka penceresinden? Müellif Ebü’l-Mefâhir Yahyâ oradan bakıyor sanki? Mütefekkir Nizamî Gencevî 1141’den mi nefes alır? Ya da kim ne anlar “Hakikat” tablosuna baktığında? Ona tarihin bugünkü penceresinden baksan? Harflerde ne görürsün? İnsanda ne görürsün? Mâide Suresi tefsirine baksan verilen “sofran”dır hayatın ve verdiğin sözleri yerine getir der, talimatları alırsın di mi? Şehirde ne görürsün? İnsan mı daha yakışır bu şehre göçmen kuşlar mı? Kuşlar derseniz niye giderler onlar? Ve niye geri gleirler? Ne kadarı geri gelir? Ahzap ya da Enbiya tablosuna bakarsanız tarihin hangi zamanıdır bu? Hangi kaçışı? Bilmem…
Özel bir ressam, “küreyerel” bir zihin Emrah Yücel’in portesini bir okuma denemesi, “bir okuma atlası” olarak size sunma amacındayız. Kendisinin hayatına, kariyerine baktığımızda; 1981 yılında Bartın’ da doğan sanatçının, Anadolu Üniversitesinde lisans eğitimini tamamlamış olduğunu görüyoruz, Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Grafik Tasarım Ana Sanat dalında yüksek lisans derecesi almıştır. Ülkesinde kaligrafinin algılanış biçimdeki yanlışlıkları uzun yıllar önce farkeden sanatçı dünyanın önde gelen kaligrafi sanatçıları ile çalışmış bu deneyimlerini ülkesindeki güzel sanatlar platformlarında paylaşmıştır. Yazının salt harflerden ibaret olmadığını,resimdeki biçim ve şekil ilişkisinin kaligrafide de varolduğunu her fırsatta dile getirmiş ve bu anlayışla kendisine ‘yazı resssamı’ demiştir. The International Association of Master Penman Engrossersand Teachers of Handwriting kuruluşunun üyesi olup The Calligraphy and Lettering Arts Society (CLAS)’ den kaligrafi diplomasına sahiptir. Uluslararası birçok kişisel ve karma sergiye iştirak etmiş olup , Halen İstanbul ‘un tarihi semtlerinden olan Balat’taki kendi atölyesinde kağıt ve kalemin sırtında yazı ressamlığına devam etmektedir.
Durum bu. Emrah Yücel, başka bir alfabeyle dile getirilmek istenen bir isyan gibi. Duha, Bedir, Tuva, Yaratılış tabloları… Birçoğunda gizli, anlatılmamış bir tarihin fısıldadıkları vardı. İnsanın tarihinin… Kadim İstanbul tarihinin belki de… Bazılarını ben de size fısıldamaya çalıştım. Bazılarını da kendime sakladım. Ben bir tabloya, bir reesamın fırçasına, kalemine, ruhuna baktığımda öyle bakıp durmam. Yürürüm. Yürüyebildiğimce yürürüm… Benliğimdeki yorgunluğun hazzıyla… Daha fazlasını görme umuduyla… Tıpkı yazma yolculuğunda olduğu gibi… Son yoktur ya… Son nokta hiçbir zaman konulamazdır ya… Harflere malul kalplerin hep bir anlatacağı vardır çünkü, bilirim.
O zaman haydi şimdi Emrah Yücel’i, resimlerini, ruhunu okumaya gayret edelim.
Emrah Yücel Resimlerini
Okuma Atlası
15 maddede Emrah Yücel resimlerini anlama kılavuzu oluşturduk, gelin bu atlası izleyicisyle paylaşalım:
- Emrah Yücel, sanata, yazıya ya da grafik sanatlara nasıl bakıyor? Bu, ressamın çıkış noktası da farklı olmak, farklıyı yapmış olmak. “Yıkıcı bir yaratıcı” o. Bir ataya gelmez denilen şeyleri birleştiriyor. Yazı ile resmi… Eski ile yeniyi… Yerel olanla evrensel olanı… Özgün bir isim Emrah Yücel.
- Emrah Yücel, kaligrafiyi okunur olmanın ötesinde, bir resim gibi hafızada yer edecek görsel unsur hâlinde kullanıyor. Yücel’in öncelediği şey de, harf unsurunu kullanarak, resimsel bir şekilde seyirciyi etkilemek. Çalışmalarında harfleri sadece bir nesne olarak kullanıyor. Bu sebeple kendisine ‘yazı ressamı’ diyor zaten.
- Emrah Yücel geleneğin modern temsili bir ressam. Üstelik bu sadece figürle ele almıyor. Harfleri kaligrafik bir düzende ele alıp, resimsel mekânı adeta iki boyutlu olarak tasarlıyor. Sonradan birleştiriyor ama sanki figür/imge var ve harf var başlangıçta, ardından tek bir imge var.
- Emrah Yücel çünkü avangart bir sanatçıdır. Yeni bir estetik kurma amacıyla, sanatında gerçekleşen bir yenileşmeden, yeni bir arayıştan ve sorgulamalardan söz etmeliyiz.
- Grafik sanatlarda kaligrafi biraz daha özgün bir yer tutuyor ama tipografi konusunda, o bahsettiğiniz ruhsuzluk var. Yani, tasarlanmış bir şeyin sonsuz bir şekilde tekrarı söz konusu. Kaligrafi ise böyle değil; içinde hayata dair öğeler, hatalar ve insana dair çizgiler bulunuyor. Emrah Yücel bu çizgileri en iyi çizenlerden.
- Resim estetiği bakımından öncü olması itibariyle, soyut dışavurumcu yaklaşımın resimlerine uygulanışında, somut göndergelerin teşkilinde sanat onun için çok spontane, daha bohem bir şekilde çalışıyor.
- Yücel resmin yüzeyini “düzleştirerek” devam etmek ister gibi. tercih etmiştir. Sadece bu değil, özellikle son dönem boyutlu/enstelasyon eserlerinde “çeşitli” kompoziyonlara da yönelerek, kaligrafik çizgileri, simetrik bir düzende yansıtıyor. Diresel/çapsal tercihler, iç içe sarmallarda harfler, derin döngü işleri… Hepsi bir simetri üstatlığı içeriyor.
- Emrah Yücel, evrensel-özgün bir doku/yüzey yaratıp, işlerini yapıyor. Onun bazen doğa kaynaklı, bazen kültür eksenli çizgi ve rengi jestüel bir yolla yüzeye çizerek, damlatarak, spatulayarak, fırçalayarak, sıçratarak aktaran, kuramı ile sentezleyen sanatçı özgün bir yüzey sahibidir.
- Emrah Yücel resminin bazı kurgularında jestüel davranış veya dinamik hareket ve ifadelerle uygulanan bir tarz vardır. Hareket ve spontanlığın biçimlendirildiği bir ifade diyebiliriz buna ve bu, dışavurumun estetiğidir.
- Soyutlama/somutlama arası bir eğilime sahip olduğunu söyleyebileceğimiz bu resim yaklaşımında “nesne”, hem kendi için, hem kendi başına ve hem de resim için, görsel bir metafor olarak tüm cisimsel haliyle bize bakıyor. Bu çok ilginç doğrusu. Harf diyorsun. Değil. Figür diyorsun. Değil. Metafor diyorsun. Değil. Alegori diyorsun. Değil. Cisim diyorsun. Değil. İmge diyorsun. Değil. Değil ama “sadece” bunlar değil. Neredeyse hepsi bir arada resmi ve çizgisi ile Emrah Yücel.
- Emrah Yücel “bir şeyleri” yıkıyor. Açıkçasını “yenisini” yapıyor! Emrah Yücel bu anlamda yapısalcı bir ressam. Sanatı nesnelliğin gölgesinden kurtarma yönündeki umutlu/umutsuz çabası sonucu kaligrafi biçimine sığınıyor sanki ressam. Emrah Yücel’de sanat nesnel olmanın temsiline doğru yol alır, bir çölü vahaya çeviriyor ve bu alanda hiçbir şey duyarlılıktan daha bilinebilir değil.
- Yüksek sanatı tanımlayan öğelerden biri de biyometri ve matematikten geliyor. Yücel, el yazısını eserlerine entegre ederek, uzun yıllardır bu yöntemi benimsiyor. Yücel’i diğerlerinden ayıran önemli bir nokta var: El yazısını bir resim elementi olarak kullanıyor, sadece bir tamamlayıcı ya da duyguları güçlendirici bir araç olarak değil. Bu süreçte, onun sanatını bu iki unsuru birleştirme fikri oluşturuyor.
- Özellikle tekstil gibi gündelik hayatta sıkça karşılaştığımız malzemelerin sanat eserlerine dönüşüm süreci sanatçının ilgisini çekiyor. Geleneksel Türk resminden enstalasyonlara, hatta doğrudan heykel formunda çalışmalara kadar birçok örneğin var olduğunu biliyoruz. Ancak, sanatçının kendi eliyle yarattığı ve belki de siyasi mesajlar taşıyan, fakat aynı zamanda malzemenin kendine has özelliklerini de ön plana çıkaran nadir eserlerden bazılarını Yücel çalışıyor. Günümüzde sanayi üretimiyle ortaya çıkan, sayıca çok fazla ve belki de bu yüzden derinliğinden bir şeyler kaybeden işlerin aksine, bu tür özgün eserlerin kıymeti ve derinliği tam olarak Emrah Yücel sanatıyla ilgilidir.
- Siluetler halindeki harf sürüsü, geometrik şekiller ya da kalem formları, aynı zamanda diğer dinamik görsel etkiler, tek başına cisimselleşmeyen, bir parçası bile sökülüp ayrılamayan yapısal bir mükemmelliyete doğru uzanır. Emrah Yücel resminde açıkça ortak bir düzen anlayışına bağlı bir bilgi feslsefesi, sadece bir ressamın değil, sadece bir hattatın değil aynı zamanda bir grafikerin elinden ve gözünden çıkan bir tarz anlayışı vardır.
- Emrah Yücel bir yapısalcıdır. Figüratiftir, Kitle halinde birbirine girmiş figüratif unsurlar; bu yapı içerisinde uyumlu dinamik düzen duygusunu kuvvetlendiren yapılar kurar. Bunu da gelenekten alıntılarla yapar.