İran asıllı çağdaş minyatür sanatçısı Arya Kamalı, İzmir’de kendi adını taşıyan kültür sanat merkezinde geleneksel ve çağdaş sanatçıları bir araya getiriyor. Türkiye çapında geleneksel sanatçıları buluşturmak için kurduğu GESA ağını, gelecek yıl çağdaş sanatçılar için de oluşturmak istediğini söyleyen Kamalı, “Her dönem, kendi geleneğini yapmak zorunda. Bugünün sorunlarını anlatabilirsek bu hem çağdaş sanat oluyor hem gelecekte anlatabilecek bir iletişim aracı oluyor” diyor.
SÖYLEŞİ: DUYGU ÖZSÜPHANDAĞ YAYMAN
Çağdaş sanat, geleneğin içinden çıkıp geliyor; sanatçı da yaşadığı çağın geleneğini oluşturup onu geleceğe aktarıyor. Bu durumda her çağdaş sanatçı, içinde geleneği de taşıyor. Bu tez, İran asıllı çağdaş minyatür sanatçısı Arya Kamalı’ya ait. Çağdaş sanatın her dönemde var olduğunu söyleyen, “14. yüzyılda İran’da sarayın nakkaşbaşının rakibi, Tebriz’deki fakir, zulüm altındaki insanları, dağlarda yaşayanları çiziyordu. O da dönemin çağdaş sanatçısıdır” diyen Kamalı, sözlerine söyle devam ediyor: “Bir toplumun geleneksel sanatları nasıl oluşuyor? Binlerce yıl farklı topluluklar bir arada yaşamış. Zorlukları, acı günleri, güzel günleri yaşadıktan sonra onlarla geleneklerini oluşturmuşlar. Geleneksel sanatlar oradan gelmiştir. Fakat her dönem, kendi geleneğini yapmak zorunda. Bugünün sorunlarını anlatabilirsek bunlar hem çağdaş sanat oluyor hem gelecekte anlatabilecek bir iletişim aracı oluyor. Çağdaş sanat, içinde geleneği de taşıyor. Van Gogh ya da Picasso, o günün eserlerini yapmadılar, çok daha ilerisini yaptılar ama o günün yaşantısını, gelecek için gelenek yaptılar.”
Sanatın iletişim işlevine verdiği önemi, “Sanat, en önemli iletişim aracıdır. Çağımızda iletişim araçları ne kadar çoğalmışsa insanlar o kadar yalnızlaşıyor. Sanat bu sorunu çözebilecek nitelikte. Çağdaş sanat da günümüzün hikayelerini anlatıyor” sözleriyle vurgulayan Kamalı, çağdaş sanatçıyı, güncel sorunları ele alan toplum teorisyeni olarak şöyle tanımlıyor: “Sanatçı, özellikle çağdaş sanatçı toplumun entelektüelidir. Sadece boyacı değildir, sadece heykelin, binanın kopyasını yapan değildir. İster seramik, mozaik üretsin ister geleneksele çağdaş yaklaşım getirsin, günümüzdeki konuları, toplumsal, siyasal bakışı eserlerinde yansıtır. Topluma, sorunlarını, zayıf noktalarını, çözülmesi gereken yaralarını, iyi taraflarını gösterir. Muhteşem bir eser yaparsınız ama hiçbir şey ifade etmezse o çağdaş bir sanat değildir. Onu yapan, içinde barındırdığı misyondur, siyasal, sosyal sorundur. Ben kendimi hiçbir zaman boyacı olarak görmedim. Toplumun teorisyeniyim. Çağdaş bir sanatçı, toplumun teorisyenidir.”
SÜRREALİST MİNYATÜRLER
40 yıl önce Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliğinde okumak için gelip yerleştiği, sanatını icra ettiği İzmir’de, iki buçuk yıl önce adını taşıyan Arya Kamalı Uluslararası Kültür ve Sanat Merkezini kurarken de bu düşüncelerle hareket etmiş. Tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndaki merkezde ve Türkiye’nin pek çok yerinde hem geleneksel hem çağdaş sanatçılarla etkinlikler düzenlemiş. Sanatçıların toplumsal meselelere yaklaşımlarını gözleme olanağı bulmuş. İYTE öğrencilerinin şiir, resim ve müziği bir araya getirdiği iki günlük çalıştayda görmüş ki gençler, kimliğin peşinde. Bir grup Girit mübadili ise hikayesini modern çini sanatıyla anlatmış. “Kapının önüne çiniden yapılmış, kırık çanak tarzında ayakkabılar koymuşlardı. Gelirken ne kadar üzgün, çekingen olduklarını, 100 yıllık tarihi, modern bir şekilde anlattılar” diyor.
Geleneksel sanatlar projesi GESA’yı oluşturup Türkiye’de sanatçı ağı kurduğunu belirten Kamalı, “Hepsi birbirinden haberdar olsun, fikirlerini paylaşabilsinler, büyükşehirlerdeki olanakları öğrenebilsinler, iletişim sağlansın” derken çağdaş minyatürü GESA kanalıyla ülke çapına yayma ve İzmir ekolü kurma isteğini anlatıyor: “Kendi üslubumu, ekolümü yaymak istiyorum. Her sanatçı, insanlar eserini görsünler ister. Söylemek istediğini daha çok insana anlatabiliyorsa o kadar başarılı olduğunu düşünür. Bin kişi minyatür yapıyorsa 995’i sarıklı, cübbeli, kubbeli, minareli yapıyor. Bundan 200 yıl öncenin şehirlerini, insanlarını yapıyorlar. Ben bugünü yapıyorum. Tarihte Şiraz ekolü, İsfahan ekolü var, İstanbul ekolü yok çünkü sadece kopya yapıyor. Ben İzmir minyatür üslubunu, ekolünü kurmak istiyorum.” GESA’nın sonraki adımı da gelecek yıl oluşturmayı planladığı çağdaş sanatçılar ağı olacak.
SALVADOR DALİ’NİN BAKIŞ AÇISI
Eserlerinde sürrealizmin etkisinde olduğunu belirten Kamalı, “Minyatürümü özellikle sürrealizmle karıştırmaya çalışıyorum. Salvador Dali’nin bakış açısını çok beğeniyorum. Farklı bir şark üslubuyla, kendi muzırlıklarımla insanların eğlenerek bakması için yapmaya çalışıyorum. Sabah kalkıp gördüğü çalışmayla insanların yüzü açılıyorsa bence başarılısınız” diyor. New York, Chicago ve Avrupa’nın birçok yerinde sergi açtığını anlatırken 15 yıl kadar önce İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliğinde açtığı sergideki bir eserinin Prens Charles tarafından satın alındığını söylüyor.