Nisan1 , 2025

Eskiz defterleri: Sanatçıların ruhlarına açılan pencereler

İlgili Yazılar

“Var olduğumuz toplum ve döneme kayıtsız kalamıyoruz!”

Ankaralı sanatçı Berrin Güngördü’nün sanatsal serüveni, kişisel deneyimlerle toplumsal...

Shakespeare’in ünlü oyunu Hamlet’ten bir sahne: Ofelya

İngiliz ressam John Everett Millais, yeşillikler ve çiçekler için...

Eskiz defterleri: Sanatçıların ruhlarına açılan pencereler

Sevdiğiniz bir sanatçının kafasındakileri, ruhundakileri kağıda döktüğü, fikirlerinin filizlenip...

PAYLAŞMAK GÜZELDİR!

Sevdiğiniz bir sanatçının kafasındakileri, ruhundakileri kağıda döktüğü, fikirlerinin filizlenip geliştiği yaratıcılık sürecine yakından şahit olmak istemez miydiniz? Onların eskiz defterleri ya da görsel günlükleri sayesinde bu mümkün…

SERRA AKINCI

Sanatçılar eskiz defterlerini/günlüklerini, düşünceleri toparlayıp kaydetmek, fikirlerini, yeni ifade biçimlerini test etmek, geliştirmek, notlar almak, renk ve detaylar üzerinde çalışmak için kullanır. Bu yüzden de sanatçının gelişimine ışık tutan çok önemli belgelerdir. Ayrıca bu defterler yeni fikirleri deneme alanları olduğu kadar eski temaları da yeniden ziyaret etme imkanı sağlayan birer arşiv gibidir.

Tüm zamanların en ünlü eskiz defteri veya görsel günlüğü, Leonardo Da Vinci’ye aittir. Sanatçı, kimsenin fikirlerini okumaması veya çalmaması için ayna kullanarak tersten yazmıştır.

LEONARDO DA VINCI

Tüm zamanların en ünlü eskiz defteri veya görsel günlüğü, sadece bir sanatçı değil aynı zamanda bir mimar, tasarımcı, mucit, mühendis ve bilim insanı olan Leonardo da Vinci’ye aittir. Görmenin insanın en yüksek duyusu olduğuna inanan Leonardo, sürekli olarak yeni fikirler geliştiriyor, gözlemlediği her deneyimi bir bilgi kaynağı haline getiriyordu. Görsel günlüklerinde uçmasını, dev savaş makineleri yapmasını, insan vücudunun iç işleyişini keşfetmesini veya suyun en ufak hareketlerini kaydetmesini sağlayacak fikirleri kaydettiği görülür.

Kimsenin fikirlerini okumaması veya çalmaması için ayna kullanarak tersten yazan Leonardo’nun bugünkü gerçek mirası, onun görsel günlükleri olarak kabul ediliyor. Ölümünden önce yalnızca 20 tablo üretir ama görsel günlüğüne yüzlerce eskiz yapar. Günlük tutmaya 26 yaşında başlayan ve 67 yaşına kadar günde ortalama üç sayfa yazmaya devam eden Leonardo’nun 50 farklı deftere yayılan 20 bin ila 28 bin sayfa arasında not ve eskiz ürettiği tahmin ediliyor.

Frida Kahlo’nun, kendi düşüncelerini, duygularını ve kişisel deneyimlerini, kimliğini dünyadaki yerini keşfetmenin bir aracı olarak kullandığı günlüğü.

FRIDA KAHLO

Rus Devrimi ve Komünizmin yükselişiyle çalkantılı siyasi zamanlarda yaşarken sadakatsiz kocası, ünlü sanatçı Diego Rivera’ya da aşk ve tutkuyla bağlı olan Kahlo, altı yaşındayken çocuk felci geçirir ve dokuz ay yatağa mahkum olur, sonrasında da tek bacağı aksak kalır. Üniversitede öğrenciyken ise bir trafik kazasında omurgası ciddi şekilde hasar görür. Bütün bunlar ona hem fiziksel hem de psikolojik bakımdan çok acı yükler.

Kendi içsel düşüncelerini, duygularını ve kişisel deneyimlerini, kimliğini ve dünyadaki yerini keşfetmenin bir aracı olarak kullandığı günlüğünde hem derin bir iç gözlem yapar hem de kendini cesurca ifade eder. Çeşitli teknikleri, stilleri ve malzemelerini karıştırır. Renklerle olan daha derin bağını da ortaya koyar: Mavi “elektrik ve saflığı” ifade eder, sarı ise “deliliği, hastalığı, korkuyu, güneşin bir kısmını ve mutluluğu”. Sembolik imgeler, metaforlar, kişisel, politik, dini ve kültürel ikonografiyle dolu olan bu defter, sanatçının kişisel acısını ve ıstırabını keşfettiği ama aynı zamanda muhteşem zekasını, şakacı ruhunu ve canlılığını da açıkça gösterir. Travma ve hayal kırıklığının üstesinden gelme yolculuğunun hikayesidir adeta. 

Kuzey Rönesans’ın önde gelen isimlerinden, üretken sanatçı, grafiker ve teorisyen Albrecht Dürer’in eskiz defterinden bir sayfa.

ALBRECHT DÜRER

Kuzey Rönesans’ın önde gelen isimlerinden, üretken sanatçı, grafiker ve teorisyen Albrecht Dürer’in bize bıraktığı çok sayıda resim, baskı, çizim ve not var.

İnsan anatomisi ve oranları, geometri ve matematik üzerine kitaplar yazan Dürer’in Dresden Eskiz Defteri’nde, sanatçının yazılarına eşlik edecek hazırlık çalışmaları ve illüstrasyonları yer alır. Bu çizimler aracılığıyla son derece analitik bir zihnin, insan formunu titiz, sistematik diyagramlar yoluyla kodlamaya çalıştığını görürüz.

Yirminci yüzyılın en önemli İngiliz sanatçılarından biri olan Henry Spencer Moore, hemen altta eski defterinden örnek.

HENRY MOORE

Yirminci yüzyılın en önemli İngiliz sanatçılarından Henry Spencer Moore (1898-1986) dönemin uluslararası alanda tartışmasız en ünlü heykeltıraşıydı. Dünyanın her yerinde görülebilen yarı soyut anıtsal bronzlarıyla tanınan Moore, 1920’lerden itibaren heykelleri, çizimleri ve tekstil tasarımları için fikirlerini kaydettiği eskiz defterleri oluşturur.

Moore, Heykel Tarihi Not Defteri 1920’yi, Royal College of Art’da öğrenciyken, British Museum ve V&A’yı düzenli ziyaretleri sırasında tamamladı.

Royal College of Art’ta okurken tamamladığı Not Defteri No.2, ödevlerine ilişkin notların yanı sıra heykel fikirlerine yönelik eskizler içerir. 1926’da tamamlanan bu ilk eskiz defteri, Not Defteri No. 6, Moore’un muhtemelen British Museum’a sık sık yaptığı ziyaretlerden bir dizi erken dönem heykel çalışmasının yanı sıra kuşlar, balıklar ve köpeklerle ilgili hayvan çalışmalarını içerir. West Wind Sketchbook 1928’de Moore, ilk kamu siparişi (London Transport’un Londra’daki genel merkezi için bir oyma) için tasarım fikirleri geliştirir.

Kömür Madenciliği Defter A, 1941-42 ise   Moore’un Ağustos 1941’de, Savaş Sanatçıları Danışma Komitesi tarafından babasının daha önce çalıştığı Yorkshire’daki Wheldale Colliery’de bir dizi kömür madenciliği sahnesi çizmesi için görevlendirildiği döneme aittir.

Hayatının son otuz yılı boyunca heykelle ilgili fikirleri üzerinde çalışan, kil ya da alçıdan yapılmış ve çizim yapmak için çizmeye devam eden sanatçının tanımladığı şekliyle “heykeli düşünmeden” yapılan çizim, 1980 yılında sanatçının 82 yaşındayken başladığı Sketchbook 1980 adlı eskiz defterinin ana içeriğini oluşturur.

Moore’un heykel çalışmalarında tercih ettiği uzanmış kadınlar, anne-çocuk kompozisyonları ve kemikler gibi klasik şekillerin çoğunu içeren bu defterde aynı zamanda “eski ustaların” çizimlerinin eskizleri, bir manzara ve ilginç insan ve nesne toplulukları da vardır. Burada ilginç dokular ve renk kombinasyonları yaratan sulu boya, guaj ve yağlı kalem kullanır.

Paul Gauguin, en güzel ve en tanınmış tablolarından bazılarını ve büyüleyici bir eser olan eskiz defteri/günlüğünü Avrupa’yı terk ederek yerleştiği Tahiti’de üretir.

PAUL GAUGUIN

Paul Gauguin, 1894’te tropik bir cennet olan Tahiti’de tasasız bir hayat yaşamak için kültürel açıdan yoksun olduğunu düşündüğü Avrupa’yı terk eder. En güzel ve en tanınmış tablolarından bazılarını ve büyüleyici bir eser olan eskiz defteri/günlüğünü burada üretir. Tahiti mitleri ve efsaneleri, Gauguin’in egzotik Tahiti halkıyla karşılaşmalarının sevgi dolu hikayeleri ve en ünlü tablolarının ardındaki ilham kaynağına büyüleyici bakışlar içeren Noa Noa, sıra dışı bir sanatçının başyapıtları arasında haklı yerini alır.

Picasso, eskiz defterlerini, yaratıcı sürecinin doğasında var olan sorunları çözmek için araştırdığı ve deneyler yaptığı bir tür günlük olarak kullanır.

PABLO PICASSO

Picasso, eskiz defterlerini, yaratıcı sürecinin doğasında var olan sorunları çözmek için araştırdığı ve deneyler yaptığı bir tür günlük olarak kullanır. Ressam için bu eskiz defterlerinin önemi o kadar büyüktür ki, 1907 yılında bunlardan birinin sayfasına “Je suis le cahier” (Ben eskiz defteriyim) diye yazar. Üstelik eskiz defterlerinin çoğunu elden çıkarmaz, aksine onları hayatı boyunca hep yanında tutar.

Eskiz defterlerinde çizim yapmaya her zaman aynı şekilde başlamaz. Bazen sayfalar üzerinde yatay yerine dikey olarak çalışır ve bazen de ön taraftan rastgele bir sayfadan başlar. Bir eskiz defterinde, arkadan başlayarak sayfaları kurşun kalemle Kübist kafalar ve müzik aletleriyle, mürekkeple birkaç çizimle doldurur. Ayrıca eskiz defterleri, sanatçı tarafından çeşitli notlar ve adresler için de kullanılır.

İngiliz ressam, grafiker, sahne tasarımcısı ve fotoğrafçı David Hockney, iPad’de ustaca bir çizim tekniği geliştirmiş olsa da eskizlerini bir çizim defterinde yapmaya devam eder.

DAVID HOCKNEY

İngiliz ressam, grafiker, sahne tasarımcısı ve fotoğrafçı David Hockney’nin yeni teknolojilere olan tutkulu ilgisi, onu iPad’de ustaca bir çizim tekniği geliştirmeye yönlendirmiş olsa da, gençliğinden hatırladığı Doğu Yorkshire manzarasını resmetmek için İngiltere’ye döndüğünde, havanın değişen ışığını ve geçici etkilerini yakalamak için açık havada hızla çalışırken kullandığı araç, paha biçilmez ve geleneksel eskiz defteri olur.

Jean-Michel Basquiat, çok sayıda not defterini şiir parçaları, kelime oyunları, eskizler ve sokak hayatından popüler kültüre, ırk, sınıf ve dünya tarihi temalarına kadar uzanan kişisel gözlemlerle doldurur.

JEAN-MICHEL BASQUIAT

Brooklyn doğumlu, ansiklopedik ve kültürler arası ilgi alanlarına sahip, kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçı olan Basquiat, çizgi romanlardan, reklamlardan, çocuk çizimlerinden, Pop Art’tan, hip-hop’tan, politikadan ve günlük yaşamdan etkilenir. Çok sayıda not defterini şiir parçaları, kelime oyunları, eskizler ve sokak hayatından popüler kültüre, ırk, sınıf ve dünya tarihi temalarına kadar uzanan kişisel gözlemlerle doldurur.

Keith Haring’in 1978-1980 yılları arasında New York City’deki School of Visual Arts’da öğrenciyken oluşturduğu ilk eskiz defterlerinden…

KEITH HARING

“Sanatın propaganda olduğunu düşünmüyorum. Ruhu özgürleştiren, hayal gücünü harekete geçiren, insanı daha ileri gitmeye teşvik eden bir şey olmalı. İnsanlığı manipüle etmek yerine kutluyor” diyen Amerikalı sanatçı ve sosyal aktivist Keith Haring’in 1978-1980 yılları arasında New York City’deki School of Visual Arts’da öğrenciyken oluşturduğu ilk eskiz defterlerinden birinde sanat tarihi ve diğer sanatçılar üzerine notlar, video projesi önerileri ve gelecekteki resim ve heykellere yönelik fikirler yer alır.