YAZI VE FOTOĞRAFLAR: SERHAN AKIN
Yaza ve sıcak havalara veda ettiğimiz bu günlerde, fotoğrafçıların en sevdiği mevsim olan sonbahara girmiş bulunuyoruz. Güneş ışığı o sert etkisini yitirecek, karelerimizi tatlı tatlı aydınlatacak ve düşen sarı yapraklar, fotoğraflarımıza renk katacak.
İlk sayımızda fotoğraf makinesi türleri ve diyafram, enstantane, ISO gibi temel makine ayarlarından bahsetmiştim. Bu yazımda ise makinemizin gözü olan objektif veya bir diğer adıyla lenslerden bahsedip fotoğraflarımıza olan etkisini anlatacağım.
OBJEKTİF (LENS) NEDİR?
Objektif (lens) fotoğraf makinemizin en önemli aparatıdır. Makinenin önüne takılan ve görüntünün oluşmasını sağlayan mercekler topluluğudur. Fotoğrafa düşen ışık miktarını, görüntü keskinliğini ve alan derinliğini doğrudan etkiler. Objektif seçerken ilk bakacağımız şey, objektifin odak uzunluğu (focal length) olmalıdır. Odak uzunluğu milimetre (mm) ile ölçülür. Bu bilgi objektifin üzerinde yazar ve objektifimizin sınıfını belirleyen yegane unsurlardan biridir. Odak uzunluğunun ilk ve en önemli etkisi, gördüğümüz görüntü üzerinedir; azaldıkça gördüğümüz alan genişler ve arttıkça da daralır. Bu çekeceğimiz konuya göre çok önemli bir etkendir. Odak uzunluğu kısa bir objektifle portre veya odak uzunluğu uzun bir objektifle manzara çekemeyiz. Odak uzunluğunun diğer etkisi ise ışık üzerinedir; arttıkça objektifin alacağı ışık azalır veya tam tersi duruma artar. Son etkisi ise alan derinliği üzerinedir. Alan derinliği, fotoğrafta net olan alandır. Kullanılan objektifin odak uzunluğu artınca alan derinliği azalır, arka planın flu çıkmasını sağlayarak çektiğimiz objeyi arka plandan ayırır ve güzel bir kompozisyon yaratır. Bu portre ve moda çekimlerinde sıklıkla kullanılan bir kompozisyon tekniğidir. Günümüzün üst segment cep telefonu modelleri, bu etkiyi portre modunda dijital efekt olarak yapabilse de hiçbir zaman objektifin verdiği lezzeti vermemektedir.
Objektif seçerken ikinci önemli unsur ise objektifin diyafram açıklığıdır. İlk yazımda da belirttiğim gibi diyafram F değeri ile ölçülür. F değeri düşük bir objektif, makinemizin daha fazla ışık almasını sağladığı gibi alan derinliğini de azaltır. Bu avantajlarının yanı sıra maliyet ve objektifin ağırlığı ciddi bir şekilde artacaktır.
Objektif türlerine geçmeden önce son olarak önemli bir bilgi daha vermek istiyorum. Sabit odak uzunluğuna sahip objektifler (50 mm vb.) hareketli odak uzunluğuna sahip objektiflere (35-300 mm gibi) göre daha keskin bir görüntü kalitesine sahiptirler. Fakat hareketli objektiflerin sağladığı konu seçme esnekliğini veremezler.
Fotoğraf makinemizde kullandığımız objektifin odak uzunluğu bizi olduğumuzdan daha kilolu gösterebilir. Portre çekimlerinde odak uzunluğunda 50 mm üzerine çıkıldığında yüz, daha toplu gözükmeye başlar. Tam tersinde ise yüzümüzün kenarları geriye doğru gitmeye başlar.
Objektif Türleri
1. Geniş Açılı Objektifler: 50 mm (full frame sensör için) altında odak uzunluğuna sahip objektifler, geniş açı olarak sınıflandırılır. Manzara ve iç mekan çekimi için kullanılır. Alan derinliği oldukça fazladır. Odak uzunluğu çok kısa objektifler kullanırsak (16 mm gibi) çok geniş bir alan görüntüleyebiliriz ancak fotoğrafın köşelerinde distorsiyon dediğimiz bükülmeler başlar.
2. Standart Objektifler: 50 mm (full frame) objektiflerdir. Gözümüzün gördüğü görüntüye en yakın görüntüyü verir.
3. Tele (Zoom) Objektifler: 50 mm (full frame) üzeri objektifler tele (zoom) objektif olarak adlandırılır. Odak uzunluğu arttıkça uzaktaki bir objeyi çekebiliriz.
Özel Objektifler:
1. Macro Objektifler: Yakın plan veya küçük objeleri çekmek için kullanılan objektiflerdir. Alan derinliği oldukça azdır.
2. Fisheye (Balık Gözü) Objektifler: Çok geniş bir alanı fotoğraflamaya yarayan ancak distorsiyonu oldukça fazla 6-16 mm (full frame) lenslerdir. Bu tip lenslerde yatay ve dikey çizgiler bozulur. Alan derinliği oldukça fazladır. Su altı fotoğrafçılığında yaygın olarak kullanılır. Karada da cami, kilise gibi kubbeli yapılarda hoş bir etki yaratabilir.
3. Tilt-Shift Objektifler: Özellikle mimari çekimlerinde kullanılan, geniş açıyı yatay ve dikey bozmadan verebilen profesyonel bir objektif türüdür. Kullanımı zor ve auto focus (otomatik netleme) özelliği olmayan bir objektif türüdür. Düşük diyafram değerlerinde de alan derinliğini artırabilen, mükemmele yakın görüntü veren bir objektiftir.
Yukarıda bahsettiğim odak uzunluklarını full frame sensör kullanan SLR/DSLR makinelere göre verdim. Eğer DX sensörlü makine kullanıyorsanız odak uzunluğunu 1.5’e bölerseniz size denk gelecek odak uzunluğunu bulabilir ve buna göre objektif seçebilirsiniz. (Örnek: 50 mm Full frame = 33 mm DX ) Yine aynı şekilde 3/4 sensör kullanan bir makineniz varsa da ikiye bölebilirsiniz.
BÜYÜK BİR SIRRI AÇIKLIYORUM
Birçoğumuz fotomodel değiliz ve özellikle benim gibi yuvarlak bir yüz hattına sahipseniz çektirdiğiniz fotoğraflarda olduğunuzdan daha kilolu çıktığınız için moraliniz bozulmuştur. Hatta bu mevzu, eskilerin meşhur dizisi “Friends”te de şakaya vurulmuştur.
Friends’in bir bölümünde Monica ve arkadaşları Monica’nın gençlik videosunu izler. Monica oldukça kiloludur ve videoyu izleyen arkadaşları tarafından makaraya alınır. Monica ise kameranın, üzerine 5 kg ekleyerek kendisini olduğundan kilolu gösterdiğini söyleyerek savunma yapar. Şakacılığı ile bilinen Chandler ise cevabı yapıştırır : “Seni kaç kamerayla çektiler?
Şaka bir yana fotoğraf makinemizde kullandığımız objektifin odak uzunluğu bizi olduğumuzdan daha kilolu gösterebilir. Full frame 50 mm’lik bir objektifin göze en yakın görüntüyü gösterdiğinden bahsetmiştim. Portre çekimlerinde odak uzunluğunda 50 mm üzerine çıkıldığında yüz, daha toplu gözükmeye başlar. Tam tersinde ise yüzümüzün kenarları geriye doğru gitmeye başlar ve çok kısa odak uzunluklarında doğal olmayan komik bir görüntü oluşur. Portre çekimlerinde objektifinizi doğru seçin ve fotoğrafını çektiğiniz kişiyi kendinizden nefret ettirmeyin!
İyi kuş fotoğrafı çekmek için önce iyi bir kuş gözlemcisi olmak gerekir
OBJEKTİF SEÇİMİ İÇİN TAVSİYELER
Fotoğrafçılığa yeni başladığınızda ne çekmek istediğiniz kafanızda tam netleşmemiş olabilir. Deneye deneye en zevk aldığınız fotoğrafçılık türünü bulmanız gayet normaldir. O yüzden, eğer çok belirgin bir hedefiniz olmadan fotoğrafa başlıyorsanız hareketli odak uzunluğunda sahip bir objektif almanızı tavsiye ederim. Full frame için 24-70 mm bir objektif her zaman idealdir. Bu objektif ile hem geniş açı hem portre çekebilirsiniz ve nispeten tele objektif olarak kullanabilirsiniz. Satmak istediğinizde de ikinci eli değerli bir objektif türüdür.
Seçim konusunda önemli bir başka husus ise objektifin markasıdır. Fotoğraf makinesi markalarının hepsinin orijinal objektifleri çok kalitelidir ancak pahalıdır. Fotoğraf makinelerine objektif üreten firmalar da vardır bunlar maliyet olarak daha uygun ve aynı kalitedir. Çok ucuz objektif üreten firmalar da vardır fakat bunları ben tavsiye etmiyorum. Tavsiyem böyle bir objektif seçerken bu markaları iyice araştırmanızdır. İnternette bir çok kaynakta objektiflerle ilgili yorumlar ve bilgiler mevcuttur.
KUŞ FOTOĞRAFÇILIĞI
Bu sayımızın özel konusu olarak zor bir fotoğrafçılık alanı olan kuş fotoğrafçılığından bahsetmek istiyorum. Kuş fotoğrafçılığı için oldukça elverişli bir coğrafyada yaşıyoruz. Ülkemiz, kuşların göç yolu üzerindedir. www.trakus.org sitesine göre ülkemizde 491 adet tür yaşamaktadır. Bu türlerini bazıları kalıcıdır bazıları da yılın belli zamanlarını ülkemizde geçirir. İçinde bulunduğumuz sonbahar mevsiminde, sıcaklıkların düşmesi ile kuşlar kendilerini daha çok gösterecek. Ayrıca tersine göç başlayacağından kuş çekmek için bol bol fırsatımız olacak. Kuş fotoğrafçılığı gerçekten de çok vakit alan, zor, meşakkatli bir fotoğraf dalıdır. İnsanlığın başlangıcından beri kuşlar insanlar tarafından avlandığı için oldukça temkinli canlılardır. Kuş türlerinin büyük bir çoğunluğu fazla yaklaşmamıza izin vermez, bu yüzden iyi bir fotoğraf çekmek için ya kamufle olup yakından çekmek ya da iyi ve uzun bir tele objektife sahip olmamız gerekir. (Full framede 400 mm ve üzeri). İyi kuş fotoğrafı çekmek için önce iyi bir kuş gözlemcisi olmak gerekir. Hangi türün, hangi mevsimde, hangi bölgede olduğu gibi bilgilere hakim olmanız şarttır aksi takdirde ancak şansa özel bir türe denk gelirsiniz, o da ayda yılda bir gerçekleşir. Kuş fotoğrafçısı için bol bol açık alanlarda vakit geçirmek elzemdir ve bu hem beden hem de ruh sağlığınız için şifa olacaktır. Güzel bir türü güzel bir şekilde fotoğrafladığınızda yaşayacağınız haz ise müthiştir ve bütün emeğinize değecektir.
İlk olarak ekipmandan da önce bir kuş gözlemcisi veya fotoğrafçısı ile arkadaş olmak her şeyden önemlidir. Konunun acemisi olduğumuz için onlar bize yol gösterecektir. Başlangıçta gözlerimiz kuşu uzak mesafeden seçemeyecek, sesinin nereden geldiğini kestiremeyecektir. Kuş gözleminin pratiğini bol bol yaparak görmede ve işitmedeki algımızın zamanla nasıl değiştiğine şahit olacağız. Bu acemilik zamanlarını bir işi bilenle geçirirsek öğrenme sürecini daha hızlı ve kolay geçirebiliriz. www.trakus.org sitesinden hem kuşların türlerini öğrenebiliriz hem de forumlarından arkadaş edinebiliriz.
İkinci önemli husus ise objektif seçimidir. Objektifimizin odak aralığı uzadıkça uzaktaki bir kuşu net çekebiliriz. Fakat maliyet artacak ve objektif ağırlaşacaktır. Objektif ağırlığı çok önemli bir konudur çünkü elimizi sabit tutamazsak net bir fotoğraf alamayız. O yüzden objektifi almadan önce makineniz üzerinde deneyin. Kol gücünüzün yettiği bir objektif alın. Diyafram aralığına da dikkat edin çünkü düşük diyafram aralığı olan bir objektif hem maliyette hem de yükte ağırlaşacaktır.
DAHA KESİN FOTOĞRAF İÇİN…
Üçüncü önemli konu ise makinenizin ayarlarıdır. Hareketli bir kuşu manuel olarak netlemek çok zor olacağı için otomatik odaklama (auto focus) kullanacağız. Bu özellikten maksimum verimi almak için makinenizin menüsüne girip odak noktalarını en yüksek nokta adedine almanız gerekir. Bu şekilde daha keskin fotoğraf elde edebiliriz. Bir diğer önemli ayar ise makinenin enstantane hızıdır. Kuşlar genellikle hareketli canlılardır, bu sebepten dolayı yüksek enstantane değerlerine çıkmamız gerekir. Durağan bir kuşu çeksek bile objektif ağır olduğundan en ufak hareketimizde kuşun netliği gidebilir. Bu sorunu minimize etmek için objektifimizin odak uzunluğu neyse en azından o enstantane hızına çıkabiliriz. (Örneğin 500 mm objektif için 1/500 enstantane değeri.) Enstantane değerinin yükselmesi, alacağımız ışığı azaltacaktır, bunu telafi etmek için ise ISO değerini artıracağız ve diyaframı açacağız. Burada dikkat edilmesi gereken konu; diyaframı çok açarsak kuşun bazı kısımları flu çıkabilir. Bu ayarın dikkatli yapılması önemlidir. ISO da ise çok yüksek değerler görüntü kalitesini bozar. Eğer güneşi arkamızda alıp da çekim yapabilirsek diyaframı ve ISO’yu makul değerde tutup iyi bir görüntü kalitesi elde edebiliriz. Son olarak ise birçok makinede pozlama telafisi olarak adlandırılan bir ayar vardır. Bu genelde üzerinde +/- sembolü olan düğmedir. Bu düğme vasıtası ile diyafram, enstantane ve ISO’dan bağımsız olarak fotoğrafı aydınlatabilir veya karanlık hale getirebilirsiniz. Yüksek enstantanelerde özellikle de uçan kuşları çekerken bu değeri artırmanızı tavsiye ediyorum.