Akıl hastanesindeki bir kadının, kendini Tomris Uyar’da aramasını konu edinen “Tomris” isimli oyunla izleyiciyle buluşan Janset Paçal, “Duygusal ve psikolojik çalkantılı bir insanı oynamak eminim her oyuncunun çok istediği bir şey. O açıdan kendimi çok şanslı hissediyorum” diyor.
SÖYLEŞİ: FATOŞ MESUTOĞLU
Türk edebiyatının kadın neferlerinden Tomris Uyar eserlerinin yanı sıra aşklarıyla da edebiyatımıza damga vuran güçlü bir hikâye yazarı, şair ve çevirmen. 2003 yılında 62 yaşında aramızdan ayrılan bu özgür ruhlu sanatçı; Kaan Erkam’ın yazdığı, Mehmet Ulay’ın yönettiği “Tomris” isimli oyunla gündemde. Ünlü oyuncu Janset Paçal’ın canlandırdığı akıl hastanesindeki bir kadının kendini Tomris Uyar’da aramasını konu edinen tek kişilik oyun hakkında konuşmak için buluştuk. İlk defa böyle yoğun bir rol oynadığını ve bunun için çok sevindiğini ifade eden Janset Paçal, “Duygusal ve psikolojik olarak çalkantılı bir insanı oynamak eminim her oyuncunun çok istediği bir şey. O açıdan kendimi çok şanslı hissediyorum” diyor.
Duygusal ve psikolojik çalkantılı bir insanı oynamak eminim her oyuncunun çok istediği bir şey. O açıdan kendimi çok şanslı hissediyorum.
Ekranda sergilediğiniz güçlü performanslarla akılda yer edindikten sonra tiyatro sahnesinde izleyicinizle yeniden buluşuyorsunuz. Ne hissediyorsunuz?
Seyirciyle bir önceki oyunumuz Romantizma ile buluşmaya başlamıştık. Dünya ile birlikte biz de durduk. Şimdi de Tomris oyunu ile buluşacağız. Hem heyecanlı hem mutluyum.
Akıl hastanesindeki bir kadının kendini Tomris Uyar’da aramasını konu edinen ve Kaan Erkam’ın yazdığı, Mehmet Ulay’ın yönettiği bu oyunla yollarınız nasıl kesişti?
Zamanlama olarak avantajlı bir dönemde geldi oyun teksti. Herkesin eve kapandığı bir zamanda eve kapanıp ezber yapmak nispeten psikolojik olarak rahatlattı. Üzerine çok daha fazla emek ve zaman verme şansım oldu. Tomris’i okuduğumda çok sevdim. Kendime de cesaret verdim ve Kaan Erkam’ın teklifini kabul ettim. Mehmet Ulay ile çalışmak benim bir başka şansım. Sahne üstünde çok fazla prova yapamadık kısıtlamalardan dolayı ama ben o süreci hep ezber için kullandım ki sahne üzerine çıktığımızda hocamla çok daha hızlı yol alabildik.
Tomris karakterinin imaj tasarımı için Kemal Doğulu ile çalıştınız. Hatta kaşınızı kazıttığınız söyleniyor. Bu çalışmada karakterin hangi niteliklerini öne çıkarmaya öncelik verdiniz?
Evet doğru. Çünkü uygulanan makyaj daha rahat yapılıyor. Karakter Tomris Uyar değil, kendini Tomris Uyar zanneden bir akıl hastası. Dolayısıyla yaşanan dönem, karakter özellikleri, hayata karşı duruşu ve psikolojik bir bakış ve düşünce şekli vardı elimizde. Her şeyi önümüze koyup çalıştık.
Bu karakterin kariyerinizdeki yeri nedir?
Duygusal ve psikolojik çalkantılı bir insanı oynamak eminim her oyuncunun çok istediği bir şey. O açıdan kendimi çok şanslı hissediyorum. İlk defa böyle yoğun bir rol oynuyorum ve bunu çok seviyorum.
Bu süreçte sizin de Tomris gibi kendinizi sorguladığınız oldu mu?
Normal her insanın hayatı boyunca kendini sorgulaması sağlıklı bir şey. Hatalarımızla bu şekilde yüzleşip ya da hayata dair ne gibi zevklerimiz, prensiplerimiz, ne bileyim kırmızı çizgilerimiz, siyah noktalarımız var. Ona göre değerlendirmiyor muyuz? Nasıl bir insan olduğumuzu sorgulamalarla bulmuyor muyuz?
Rol aldığınız Tatlı Kaçıklar dizisinden beri seyircinin sevgisini kazandınız. O dönem başlayan yeni nesil hayranlarınızla ilişkileriniz nasıl?
Sendika ile ilgilendiğim süreçte 10 yıllık bir kopuş oldu ama temeli sağlam atılmış dostluklar gibi o ilişkiyi tekrar kuruyor olmak da ayrıca mutlu ediyor. Çabuk kapattık o arayı. Bu çok kıymetli.
Sizce en büyük hatanız ve en büyük başarınız neydi?
En büyük hatamı paylaşmama gerek yok. Çünkü herkesin hatası da dersi de kendine. Birçok hatamdan hangisi daha büyük hangisi daha küçük bilmiyorum ama kendime göre derslerimi alıyorum. Yaptığımız her işte bir öncekinin üstüne çıkmaya çalışıyorum. Kendi kendimi hep elimden gelenin en iyisini yapmaya zorluyorum. Bu da bana tatmin duygusu veriyor. Benim kendimce başarılarım bunlar. Evren için küçük, kendim için büyük adımlar.
Yıllardır hep aynı formdasınız. İyi yaş almanızın sırları neler?
Sağlıklı yaşamı seviyorum. Ruh, beden ve zihin yoran insan ve durumları hayatımdan uzak tutmayı öğreniyorum. Kendimi dinliyorum. Doğayı anlamaya ve ondan öğrenmeye çalışıyorum. İnsan yapımı dertleri ve siyaseti evin merkezine koymuyorum. Daha çok sevmek adına anlarımın tadını çıkarıyorum. Niyetimi temiz tutmaya özen gösteriyorum. Şikayet yerine teşekkürlerimi çoğaltıyorum.
Türk dizilerinin son dönemde dünya çapındaki başarılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu başarıyı neye göre tanımladığınıza göre de değişir. Tamam dünya çapında satış ya da seyir rakamı üzerinden bakınca başarılı olabilir ama benim için başarı kriteri; o başarılı dizilerde çalışan insanlar mutlu mu değil mi, haklarını alabiliyorlar mı, düzenli uyuyabiliyorlar mı, yemeklerini yiyebiliyorlar mı, kendilerine vakit ayırabiliyorlar mı, sendikal ve telif hakları gözetiliyor mu? Başarı budur. Öbür türlüsü eksik bir başarıdır.
Janset ne anlama geliyor? Çerkez kültürünün hayatınızdaki etkisi ve yeri nedir?
Janset, Çerkezcede kraliçe ve seher yeli demek. Çerkez kültürünün hayatımda çok büyük bir etkisi var çünkü annem de babam da Çerkez. Bir de üstüne üstlük ben Almanya’da doğdum. Alman disiplini ve Çerkez kültürü birleşince de buyurun ben olmuş. Özgürlüğüne düşkün ataların torunuyum. Çerkezler, kadın ve erkeğin yan yana birlikte yaşamayı çok güzel becerdiği bir topluluk. Dolayısıyla hayatıma olumlu olarak kattığı çok şey var.