YAZI: ASLI ÖRNEK
Dünyanın birçok ülkesinde boş duvarların sanatçılar tarafından resimlenmesiyle ortaya çıkan muraller ve grafitiler, ülkemizde de büyük ilgi görüyor. Biz de bu akımın gelişimini anlamaya çalışıp genç bir mural sanatçısıyla konuştuk.
Son dönemlerde daha sık karşımıza çıkan büyük duvar resimleri, sanatı sokağın asıl sahipleri olan halkla buluşturuyor. Duvar resimlerine kimi grafiti diyor, kimisi ise mural. Ama aslında iki kavram arasında fark var!
ÇIKIŞLARI AYNI GİBİ GÖRÜNSE DE…
Her ikisi de galerilerden ziyade, kamusal alanlarda yer alsalar da grafiti sözcüğü İtalyanca sgraffio yani karalamaktan geliyor. Düzgün yüzeylere yapılan çizimler ve karalamaları tanımlarken, Yunancadaki ‘graphien / yazmak’ sözcüğüne atıf yapıldığına dair bilgiler de mevcut. 1960’lardaki ilk oluşumlarından bu yana grafiti hala illegal bir sokak sanatı olarak kabul ediliyor. Grafiti yazı temelli bir sanat olarak kabul görüyor, sanatçılar kamu mallarına bile çizim yapabiliyor.
Mural sanatçıları ise yazı karakterlerinden ziyade resimle kendilerini ifade ediyor ve yalnızca yasal izni olan duvarlarda çalışıyor. Bu arada duvarlarda hem yazıyı hem de resmi bir arada kullanan sanatçı sayısı da oldukça fazla. Duvar sanatçılarının Türkiye’deki ilk temsilcileri arasında sayılan Turbo lakaplı Tunç Diştaş da eserlerinde hem yazıyı hem de resmi kullanan isimlerden biri.
Duvar çizimleri (mural) kamu ve özel kurumlardan destek görüyor. Mural desteği ile öne çıkan kurumlardan biri de Kadıköy Belediyesi. 2012 yılından 2019’a kadar mural festival düzenlenen Kadıköy, sokak sanatının değişik formlarıyla dolu… Semtin duvarlarına dikkatli baktığınızda gerek yurt içi gerekse yurt dışından birçok sanatçının imzasını görebilirsiniz. Kadıköy’de en son 2019’da düzenlenen festivalden sonra Sarıyer Belediyesi de bir mural festivali düzenleyip Kadıköy Mural çalışmalarının başarılı isimlerinden Wicx, EskReyn ve Leo Lunatic ile çalıştı. Bu arada yeri gelmişken birçok semtte kızgın panda çizimleri bulunan Leo Lunatic adıyla ünlenen İbrahim Kurtuluş’un Çukurcuma’daki pandasının, The Guardian okuyucuları tarafından dünyadaki en iyi 15 grafitiden birisi seçildiğini de hatırlayalım…
PANDEMİYE RAĞMEN DESTEĞE DEVAM!
Pandemiye rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beşiktaş Belediyesi de sokak sanatına destek verdi. 2021’in Haziran ayında Yenikapı Avrasya Kültür Merkezi’nde düzenlenen ArtContact Fuarı’nda sergilenen eserler arasında Street Art da yer aldı. Bu arada Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından önceki aylarda düzenlenen, küratörlüğünü Roxane Ayral’ın üstlendiği ‘Mural Art’ (duvar sanatı) projesi kapsamında Kayıhan Fırat, Roberto Rivadeneria, Ayşen Karakaya, Gamze Yalçın, Girayhan Gürbüz ve Emrah Man kentin duvarlarını resimlerle donattı.
SOKAK SANATI NASIL DOĞDU?
Hem mural hem de graffitiyi içine alan sokak sanatının geçmişi çok eskiye, ilkçağlara kadar dayanıyor. Duvarlara kazıyan, çizen ilkçağ insanları modernleşmenin de getirdiği etkiyle birlikte çizimler duvarlardan tuvallere aktarıldı. Ama sokak sanatçıları hep bir şekilde var oldu. Trenlerin ve duvarların üzerine yapılan resim ve yazılarla (graffiti) görünür olan sokak sanatı, 1920’li yıllarda sokak çeteleri tarafından yapılıyordu. 1980’li yıllarda daha bir görünür oldu. Siyasete ve baskılara karşı bir başkaldırı aracı olarak doğan sokak sanatı, zamanla duvarlardan tuvallere geçip zenginleşme aracı gibi bile görülmeye başladı.