Osmanlı Dönemi’nden beri hayali kurulan modern-çağdaş sanat müzesi, Cumhuriyet Dönemi’nde de özlenen, bekleneni veremeyen hatta tartışma yaratan bir kurum olur. 2000’lerde özel sektör girişimleriyle hayata geçirilen bu kurumun izini, gerçekleşen projeler üzerinden birlikte sürüyoruz.
HAZIRLAYAN: ÖĞR. GÖR. DR. İLBİLGE EROĞLU
Türkiye’de çağdaş sanat müzelerinin geçmişi Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanır. Osmanlı’nın son dönemlerinde Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati ile Batı’da karşılaştığı müze ve koleksiyonlar, Dolmabahçe Sarayı’nda Batı resmi koleksiyonu oluşturulmasının yolunu açar.
Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey’in de hayali olan bu müzenin koleksiyonu, kardeşi Halil Edhem’in hazırladığı ”Elvah-ı Nakşiye Koleksiyonu” kitabında şekillenir. Buna karşın bu hayal ancak Cumhuriyet döneminde hayata geçirilebilmiş, 1937 yılında Atatürk’ün öncülüğünde Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’nde nihayet bir müzeye dönüştürülmüştür. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi (İRHM), içinde bulunduğu yapının olumsuz koşulları vb. gerekçelerle ömrünün önemli bir kısmında kapalı kalmıştır.
1980 yılına gelindiğinde ise Ankara Resim Heykel Müzesi açılır. 2000’lere gelene kadar eksikliği hissedilen ve hep bir tartışmanın konusu olan bu müze meselesinde atılacak güçlü adımlar özel sektör girişimleri ile olacaktır. Bu yazıda 2000’lerle birlikte açılan öncü kurumlar ele alınmıştır.
Elgiz Müzesi
Türkiye’de müzecilik alanında sonuç veren ilk girişim “Proje 4L Güncel Sanat Müzesi”nin kuruluşuyla olur. Sevda ve Can Elgiz tarafından kurulan ve Türkiye müzeciliği açısından farklı bir model oluşturan bu kurum, genç ve güncel sanatçılara alan açma amacındadır.
Bu yeni oluşum yeni bir merkez oluşturma iddiasında da bulunur. Müzenin kurucusu Can Elgiz, mimarlık eğitimi alır ve inşaat şirketleri kurar. Müzeyi barındıran Harmancı Giz Plaza ve sonradan taşınılan Beybi Giz Plaza da onlar tarafından inşa edilir (http://giz.insaat.website/hakkimizda/).
Elgiz’lerin aktif koleksiyon alımları 1990’lı yılların ortalarına rastlar. Kurulan müze hayalini ise Vasıf Kortun projelendirir. “Proje 4L” ismini alan kurumun Harmancı Giz Plaza’nın giriş katında yer alması kararlaştırılır (Pektaş, Mayıs- Haziran 2017, s. 59).
20 Eylül 2001’de açılan Proje 4L’nin oluşum evresinde, “çağdaş sanat için kamusal bir alan kurma” fikri Vasıf Kortun ve Can Elgiz’in buluştuğu ortak zemin olur. Kurumun adında geçen “proje” kelimesi sürekli dinamik kalacak “müze”yi tarif eder.
2004 yılı ortalarına gelindiğinde gazetelerde müzenin kapandığı, 2005 yılında ise tekrar açıldığı duyurulur. Yoluna Can ve Sevda Elgiz’in Sanat Koleksiyonu’nun sergileneceği bir müze formatında devam eder. 2009 yılında Müze Maslak’taki yeni mekanına taşınır. 2015 yılından itibaren Proje 4L, ismini Elgiz Müzesi olarak günceller.
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi
Sabancı Ailesi, Türkiye’nin önde gelen sanayici ailelerindendir. Sakıp Sabancı’nın babasının vefatından sonra Hacı Ömer Sabancı Holding kurulur. Sakıp Sabancı’nın sanata olan merakı da babasından kalır.
İstanbul’da kalacak bir ev arayan aile 17 Eylül 1951’de Prens Mehmed Ali Hasan Köşkü’nü satın alır. Yapı, 1925 yılında İtalyan asıllı levanten mimar Edoardo de Nari’ye yaptırılmıştır (Anadol, 2013, s. 57, 136).
1974 yılında holdingin merkezi Adana’dan İstanbul’a taşınır. Kendi zevk ve tercihiyle alımlar yapmaya devam eden Sakıp Sabancı’nın Raffi Portakal ile kurduğu ilişki, alımların farklı bir yöne evirilmesinde etkili olur.
Müze fikrinin şekillenmesinin ardından yapı olarak Atlı Köşk tercih edilir. Müze, 2002 yılında Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) adıyla ziyarete açılır (Anadol, 2013, s. 67).
Bu projesi iki aşamada gerçekleştirilir: Atlı Köşk’ün ek sergi alanlarıyla uluslararası standartlarda bir müzeye dönüştürülmesini içeren ilk aşama 1998-2003 arasını kapsar. Müzenin 2003 vizyonu ise büyük kapsamlı sergilere ev sahipliği yapması fikri üzerine kurgulanan büyük bir müzedir (Akpınar, 2013, s. 23-24).
Müzenin resim koleksiyonu Atlı Köşk’ün alt katında ve yeni galeri binasının sergi salonlarında teşhir edilir. SSM Resim Koleksiyonu 18. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyılın ortalarına uzanan 200 yıllık bir döneme tanıklık eder. Türkiye’den ve dünyadan sanatçıların modern ve çağdaş sanat sergilerinin yanı sıra, genç sanatçıları-öğrencileri ön plana alan sergilere de yer verilirken Türkiye ve dünya müzeleri ile uluslararası iş birliği içinde sergiler de düzenlenir.
İstanbul Modern
İstanbul Modern’in kuruluş hikayesi 1987 yılında düzenlenen 1. Çağdaş Sanat Sergilerine (1. İstanbul Bienali) kadar uzanır. Bienalin gördüğü ilgi İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) kurucusu olan Nejat Eczacıbaşı’nı modern sanat müzesi kurmak için harekete geçirir.
Atılan ilk adım 1989 yılı Ocak ayında kurulan Sanat Müzesi Vakfı olur. Bir yıl sonra da İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı bu projeyi sahiplenir (Ocak 1997, s. 94-95).
1990 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanlığı Taksim Gezi Oteli’nin yanındaki arsanın projeye tahsisine onay verir. Fakat burası hayal edilenin çok altında bir alana sahiptir. Sonuç olarak, 3. Uluslararası İstanbul Bienali’nin küratörü Vasıf Kortun’un önerisiyle, Feshane binasının İKSV’ye kiralanmasına karar verilir (Anonim, 11 Haziran 1991, s. 7).
İlk planda yapının 16 Ekim 1992’de 3. Uluslararası İstanbul Bienali’nde kullanıma açılması planlanır. Fakat bienalin ardından proje rafa kalkar (Madra, Ocak 1997, s. 95).
2000’lere gelindiğinde 8. Uluslararası İstanbul Bienali mekanı olarak seçilen Karaköy’deki 4. Antrepo binasının sergi küratörü Dan Cameron’un önerisiyle müze olması önerilir ve Eczacıbaşı Holding tarafından hızla çalışmalara başlanır. 17 Aralık 2004 tarihinde gerçekleşecek Türkiye Avrupa Birliği müzakereleri ve İstanbul’da gerçekleşecek görüşmelere dek müzenin açılması istenir.
İstanbul Modern’in açılışı uluslararası alanda ilgi görürken Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve İngiltere Başbakanı Tony Blair kutlama mesajı gönderir (Anonim, Ocak 2005, s. 106-108).
İstanbul Modern, 18 Mart 2018 tarihinde, aynı konumdaki yeni binasının inşaatı nedeniyle Beyoğlu’ndaki geçici mekânına taşınır. 2018-2022 yılları arasında ziyaretçilerini burada ağırlayan müze, 2023’te ünlü mimar Renzo Piano’nun tasarımıyla hayata geçirilen Karaköy’deki konumuna geri döner.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi
Koç Ailesi’nin kültür ve sanata olan merakı yanında koleksiyoncu kimliğinin temellerini oluşturan kişi Vehbi Koç’un eşi Sadberk Hanım olur. 1941 yılında dünyaya gelen, ailenin küçük kızı Suna Kıraç da bu kimliği üstlenir. 1960’lı yıllardan itibaren sanat eseri alımı yapan Kıraç, eşi İnan Kıraç’ı da bu alana yönlendirir (Akar, 2006, s. 229).
Kıraçlar, 1980’li yıllardan beri oluşturdukları koleksiyonları kapsayacak çağdaş ve donanımlı bir müze kurmaya 2000’lerin başında karar verir. 2002 yılında kurulan Suna ve İnan Kıraç Vakfı bünyesinde Pera Müzesi (2005) ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü (2007) kurulur (Birol, 2012, s. 32).
Müzenin kurulacağı yapı, Mimar Achille Manoussos tarafından 1893 yılında inşa edilen Bristol Oteli’dir. Yapının yalnızca cephesi korunarak tekrar inşa edilir (Akar, 2006, s. 242).
Bu esnada, 2000’lerin başında düzenlenen bir müzayede ile satılan Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı tablosu, sansasyonel bir satışın da öznesi olur. 12 Aralık 2004 tarihinde İktisat Bankası Koleksiyonu’nun satışı amacıyla bir müzayede gerçekleştirilecektir. Açık artırma, Osman Hamdi Bey’in tablosu için Türkiye özelinde rekor bir rakamla açılır. Eczacıbaşı Grubu ve Kıraçlar arasındaki çekişmede kazanan taraf Pera Müzesi olur (Akar, 2006, s. 245).
2005 yılında açılan Pera Müzesinde, “Oryantalist Resim Koleksiyonu”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” koleksiyonu ile “Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyonu sergilenir. Geçici sergiler bölümünde güzel sanatlar öğrencilerinin ya da yeni mezunların yer aldığı sergileri desteklenir. Pera Müzesinin düzenlediği süreli sergilerde uluslararası modern ve çağdaş sanat üretimlerine yer verilir.
Doğançay Müzesi
2004 yılında ressam Burhan Doğançay’ın girişimleriyle Doğançay Müzesi kapılarını açar. Sanatçı, müze kurma amacını kendi eserlerini korumaya almak kaygısı ve ülkesine bir eser bırakma gayesiyle açıklar.
Proje, 1860’lı yıllardan kalan, İstiklal Caddesi’nde yer alan bir yapıda gerçekleştirilir. Restorasyon aşamasında binanın dış görünümü muhafaza edilir. Beş katlı yapının her bir katında sanatçının farklı dönemlerini temsil eden eserlere yer verilir (Oral, 5 Haziran 2004 s. 14).
2004 yılındaki açılışından sonra maddi zorluklar çekmeye başlayan müzenin kapanması gündeme gelirken sponsor arayışı içine girilir. Doğançay Müzesi günümüzde Türkiye’nin özel müzecilik ortamında varlığını sürdürmektedir.
Santralistanbul
2007 yılında hayata geçirilen bir diğer önemli proje Santralistanbul olur. Bir vakıf üniversitesi bünyesinde, İstanbul’un eski ve zaman içinde terk edilmiş sanayi bölgesinde bulunan elektrik santralinin bir kültür, sanat ve eğitim alanına dönüştürüldüğü bu proje sanat çevrelerini de oldukça heyecanlandırır.
Santralistanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde kurulur. 1914’ten itibaren kente elektrik sağlayan Silahtarağa Termik Santrali’nin işlevi 1983’te son bulmuş, terk edilen bu alanı Bilgi Üniversitesi 1 Mayıs 2004 tarihinde devralmıştır (Anonim. 30 Nisan 2004, s. 23).
Yapının, yüz yıl önceki endüstriyel yapı tarzının ve milli mimari akımının tipik özeliklerini barındırdığı vurgulanır. Burada binalar ve içlerindeki donanım bir enerji ve doğal kaynaklar müzesi olarak korunacak, çağdaş sanat eserleri ise bu endüstri dokusuyla iç içe sergilenecektir (Anonim. 30 Nisan 2004, s. 23).
9 Eylül 2007’de açılan Santralistanbul Çağdaş Sanat Müzesi, Türkiye’de 1950-2000 yılları arasında üretilen sanata kronolojik bir akış içerisinde yer vermeyi amaçlar.
2013 yılına gelindiğinde Bilgi Üniversitesinin, Santralistanbul sanat koleksiyonunu satışa çıkardığı yönünde bilgiler medyada yer bulmaya başlar. Günümüzde daha çok kültür ve sanat etkinliklerine de “önem verilen” bir üniversite kampüsüne dönüştüğü yorumunu yapmak mümkündür.
Arter
Arter, Vehbi Koç Vakfı (VKV)’nın stratejik planı 2000’li yılların başlarında oluşturulmuş çağdaş sanat girişimlerinin en önemli adımıdır. 2005 yılı sonbaharında, oluşturulan bu uzun soluklu stratejik plan hız kazanır. Bu, bir çağdaş sanat müzesinin açılması yolunda yapılması gerekenleri kapsayan bir sanatsal akıştır (Pektaş, Ocak- Şubat 2017, s. 16).
İlk aşamada VKV’nin kurumsal çağdaş sanat koleksiyonunun oluşturmasına karar verilir. 2007 yılında oluşturulmaya başlanan koleksiyon 2014 yılında binden fazla esere ulaşır. 1960’lı yıllardan günümüze uzanan bir çizgide eser alımı yapılır (Haydaroğlu, Ocak- Şubat 2014, s. 29). Çağdaş sanat alanındaki üretimi desteklemeye yönelik olarak 2008 yılında Berlin’de TANAS açılır (Haydaroğlu, Ocak-Şubat 2014, s. 39).
Arter’in İstiklal Caddesi’nde bulunan mekanı, VKV koleksiyonundan bir seçkinin yer aldığı “Starter” adlı sergiyle açılır (Uçar, Ağustos 2010, s.20). Arter binası Beyoğlu’nda Meymaret Han adıyla geçen mekandır.
Bu sırada, Vakfın müze kurmaya yönelik çalışmaları da devam eder. Dolapdere’de seçilen bir konumda uluslararası mimarlık firması Grimshaw Architect’in tasarladığı müze projesinin hayata geçirileceği kamuoyuna duyurulur. 2018 yılına gelindiğinde Beyoğlu’nda bulunan Arter, Dolapdere’ye taşınır. Kurumun Beyoğlu’nda bulunan mekanı Meşher adını alarak Arter’in 2018 yılına kadar burada sürdürdüğü işlevi, sergileme ve proje mekanı olarak devam ettirir.
Baksı Müzesi
Bayburt Bayraktar köyünde bulunan Baksı Müzesi 2010 yılında kapılarını açar. Baksı, Sanatçı Hüsamettin Koçan’ın doğduğu bu köyde kendi girişimleriyle gerçekleştirdiği bir projedir.
Müze ismini Kırgız Türkçesindeki “şaman” anlamına gelen “baksı”dan alır. 2000 yılında çalışmaları başlayan müzenin 2004 yılında birinci bölümü açılır. 2005 yılında Baksı Müzesi Vakfı kurulurken sonraki sene büyük binanın açılışı planlanır (Özder, Şubat 2005, s. 48). Atölyelerde yapılacak üretimlerin satışla da vakfa gelir sağlanması planlanır. Projenin kendi kendini döndürmesi hedeflenir.
Baksı, 2013-2014 Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından verilen 2014 yılı “Avrupa Konseyi Müze Ödülü”nü alır. Düzenlenen toplantıda Baksı, “merkez ve periferi arasında sanat ve tasarım aracılığıyla köprüler kurmaya çalışıyor ve kültürel sürdürülebilirlik için üretimde bulunuyor” şeklinde tanımlanır.
Salt
Garanti Bankası bünyesinde bulunan kültür sanat girişimlerinin tek bir çatı altında toplanması isteğiyle, Salt kurulur. Vasıf Kortun öncülüğündeki bu kurum, İstanbul’da Beyoğlu ve Galata olmak üzere iki farklı merkezde konumlanır.
2001 yılında İstiklal Caddesi’nde Osmanlı Bankası desteği ve Vasıf Kortun’un öncülüğünde “Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi” kurulur. Osmanlı Bankasının Garanti Bankası ile birleşmesinin ardından bu oluşum “Platform Garanti” adını alır (Karadere ve diğerleri, 2017).
2011 yılında kurulan Salt, Garanti Bankası bünyesinde birbirinden farklı misyonlarla çalışan Osmanlı Bankası Müzesi, Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi ve Garanti Galeri’yi içine alan özerk bir kurum olarak yaklaşık üç yıl içinde örgütlenir (Bereketli, 11 Nisan 2011, s. 8).
Garanti Bankasının Bankalar Caddesi’ndeki Karaköy binasında kurduğu Osmanlı Bankası Müzesi, Aralık 2002 sonunda kapılarını açar. Galata’daki yapı, Bankalar Caddesi’nde Fransız asıllı Levanten mimar Alexandre Vallaury’nin tasarımı olan ve Osmanlı Bankasının genel müdürlük binası olan yapıdır (Oral, 19.03.2010, s.20). Beyoğlu’nda bulunan ve 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen “Siniossoglou Apartmanı” ise Salt Beyoğlu’na ev sahipliği yapar.
Ve diğerleri…
Bu önemli oluşumların yanında 2010 yılında Ankara’da açılan Cermodern, 2011’de “ofis müze” konseptinde kurulan Borusan Contemporary, aynı sene İzmir’de açılan Arkas Sanat Merkezi, 2016 yılında Ankara’da açılan Müze Evliyagil, 2019 yılında Eskişehir’de açılan Odunpazarı Modern Müze (OMM), adı anılmaya değer diğer kurumlardır.
Sonuç olarak, Türkiye’de emsallerine kıyasla geç kurulan bu müzeler sanat ortamını renklendirmiş, dinamizm getirmiş, kabul görmüş ve dünya sanat ortamlarıyla güvene dayalı bağlar kurmuştur. Onların açmış olduğu bu yol, yeni müzelerin kurulmasına da cesaret vermiştir. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çağdaş sanatın müzeleşme süreci farklı şekillerde devam etmektedir.